Bitki çayı tüketirken bu 3 kurala dikkat!

Sağlıksız Bitki Çayı Tüketimi Olumsuz Etkilere Yol Açabilir

Son yıllarda popülerliği artan bitki çayları, çeşitli amaçlarla kullanılmaktadır ancak herkes için aynı etkiyi göstermemektedir. Gastroenteroloji uzmanı Doç. Dr. Oğuzhan Öztürk, bitki çaylarının kişiden kişiye farklı etkilere neden olabileceği konusunda uyarılarda bulundu.

“Bitki çaylarının faydası olduğu kadar zararı da değerlendirilmelidir. Her bitkinin herkes için faydalı olmadığını unutmamak gerekir. Bitki çayları bağışıklığı desteklemek, zayıflamak veya ağrılar için kullanılabilir, ancak herkese aynı etkiyi göstermez”,

Doç. Dr. Öztürk, yapılan bir araştırmada bitki çaylarının kullanımının artmasıyla bağlantılı olarak karaciğer toksisitesinin arttığının belirlendiğini ifade etti. Bu nedenle, bitki çaylarının kişiye özel kullanılması gerektiğini ve herkesin aynı dozu tüketmemesi gerektiğini vurguladı.

Dozaj Konusunda Dikkatli Olunmalı

Doç. Dr. Öztürk, bitki çaylarının yanlış kullanımının bağışıklık sistemini olumsuz etkileyerek karaciğere zarar verebileceğini ve hatta karaciğer hasarına yol açabileceğini belirtti. Zayıflamak amacıyla kullanılan bitki çaylarının etkisinin sınırlı olduğunu ve sürekli tüketilmesinin gerekli olmadığını vurguladı.

Dozaj ve Güvenilirlik Önemlidir

Öztürk, bitki çaylarının düşük dozda ve aralıklı olarak tüketilebileceğini ancak sık kullanımının olumsuz sonuçlar doğurabileceğini belirtti. Ayrıca, bitki çaylarının güvenilir yerlerden satın alınması gerektiğini ve sağlık Bakanlığı denetimlerinin yetersiz olduğunu vurguladı.

Dikkat Edilmesi Gereken Noktalar

Bitki çaylarının tüketiminde dikkat edilmesi gereken üç önemli noktayı sıralayan Öztürk, güvenilir yerlerden alınması, dozajın kontrollü şekilde yapılması ve fayda görülmediğinde kullanıma son verilmesi gerektiğini belirtti. Herkesin vücut yapısına ve toleransına göre farklı etkiler gösterebileceğini hatırlattı.

Related Posts

Gizli pandemi: Lyme

425’den fazla hastalığı taklit eden ve teşhis edilmesi bu yüzden zor olan Lyme hastalığı ‘gizli bir salgın’ olarak nitelendiriliyor. Geçmişte kenelerden bulaştığı düşünülen hastalığın bit,
pire, sivrisinek, tahtakurusu gibi kan emicilerden de geçtiği belirtiliyor.

Tüp bebek mi, Aşılama mı? Kısırlıkta kişiye özel tedavi şart

Kısırlık tedavisinin kişiye özel planlanması gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. İbrahim Ferhat Ürünsak, doğru tanı ve zamanında müdahalenin gebelik şansını önemli ölçüde artırdığını belirtti.

Emziren anneye zorbalık yapmayın: Diyet baskısı süt kalitesini düşürüyor

Yeni doğurmuş çiçeği burnunda anneler, sık sık aldığı kilolar sebebiyle zorbalığa uğruyor. Yaşanan bu beden baskısına aceleci diyetler de eklenince, işin faturası bebeklere çıkıyor. Anne sütünün son derece olumsuz etkilendiği bu süreçte anne-bebek sağlığı riske giriyor. Diyetisyen Asya Naz Al, bu tehlikeye dikkat çekerek sağlıklı ve bilinçli kilo vermenin önemini vurguluyor.

Diş eksikliği kalp krizi riskini nasıl artırıyor?

Uzman Diş Hekimi Ağız Diş Çene Cerrahı Prof. Dr. Birkan Taha Özkan, “Kalp krizi geçirme riskinizi sadece kalp değil, ağzınızda eksik olan dişleriniz de belirliyor” dedi.

Anoreksiya Nervoza hakkında bilinmesi gereken 10 hayati gerçek

Uzman Klinik Psikolog Melike Yücel, gençler arasında hızla yayılan anoreksiya nervozanın hem fiziksel hem ruhsal sağlığı tehdit eden ciddi bir yeme bozukluğu olduğunu belirterek, erken teşhis ve toplumsal farkındalığın hayati önem taşıdığına dikkat çekti.

‘Yüksek proteinli’ gıdalar gerçekten faydalı mı?

‘Yüksek proteinli’ gıdalar gerçekten faydalı mı?